Mide yanmasını hafife almayın! ‘Gizli kalp’ belirtilerini tek tek açıkladı
7 mins read

Mide yanmasını hafife almayın! ‘Gizli kalp’ belirtilerini tek tek açıkladı

Yorgunluk, nefes darlığı, mide yanması ve hazımsızlık gibi gizli kalp belirtileri ciddiye alınmadığında kalp krizi riskinin doğabileceğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Müslüm Şahin, “Yorgunluk, nefes darlığı, mide yanması, hazımsızlık, kol, boyun ve çenede kas ağrısını andıran ağrılar, terleme ve baş dönmesi gibi atipik vasıfta ve önemsiz gibi görünen şikâyetlerin sessiz iskemi veya gizli kalp hastalığına işaret edebileceği akılda bulundurulmalıdır. Bu şikâyetler görüldüğünde acilen hekime başvurulmalıdır” dedi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin ilk sırada yer aldığını vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Müslüm Şahin, Ülkemizde TÜİK verilerine göre ölümler nedenlerine göre 2022 yılında yüzde 35,4 ile dolaşım sistemi hastalıklarının ilk sırada yer aldığını dile getirerek “Dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklı ölümler alt ölüm nedenlerine göre incelendiğinde, ölenlerin yüzde 41,8’ini iskemik kalp hastalıkları oluşturmaktadır. Bunu diğer kalp hastalıkları (yüzde 23,5) ve inme (yüzde 19.2) izlemektedir” diye konuştu.

KORONER ARTER HASTALIKLARI BİRİNCİ SIRADA

Toplumda en sık görülen kalp hastalıkları arasında birinci sırada koroner arter hastalıklarının geldiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Şahin, daha sonra ise sırasıyla kalp yetersizliği, aritmiler, kalp kapak hastalıkları ve hipertansiyonun diğer sık görülen kalp rahatsızlıkları olarak sıralamada yer aldığını işaret etti.

Kalp hastalıklarının nedenlerine değinen Prof. Dr. Müslüm Şahin, şunları söyledi:

“Kalp hastalıklarının büyük çoğunluğu bazı risk faktörlerine sahip olmanın dışında, ek olarak sigara içmek, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik sonucu oluşan ‘ateroskleroz’ dediğimiz damar sertliğinin ileri evresi olan damar darlıkları veya tıkanıklıkları sonucunda oluşur. Bazı kalp hastalıkları ise doğuştan gelmektedir. Kalp hastalıklarının oluşmasında enfeksiyonların etkisi de bulunmaktadır. Ayrıca günümüzde yaşam süresinin uzaması nedeniyle yaşlanmaya bağlı olarak özellikle kapaklarda ve ileti sistemlerinde oluşan dejenerasyon veya deformasyon sonucu kapak hastalıkları veya ileti bozuklukları oluşmaktadır.”

Günümüzde kalp hastalıklarının artık genç yaşlarda da görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Şahin, “Gençlerde kalp hastalıklarının oluşmasında sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımının önemi fazladır. Genetik yatkınlığı olanlar, ailesel geçişli kolesterol yüksekliği olanlar ve erken yaşta ortaya çıkan tip 1 diyabete sahip olan kişilerde kalp damar hastalıkları daha genç yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Doğuştan gelen anatomik bozukluklar, kalp kası hastalıkları, ritim bozuklukları ve koroner arter çıkış bozuklukları da genç yaşlarda görülen kalp kaynaklı ölümlerin önemli nedenlerini oluşturur” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Şahin, kalp hastalıklarında görülen en önemli belirtileri şöyle sıraladı:

“Kalp damar tıkanıklarının en önemli belirtisi göğüs ağrısıdır. Ağrı sıklıkla eforla oluşur; baskı sıkışma ve yanma tarzında olabilir. Sırta, mide bölgesine, sol kola veya alt çeneye yansıyabilir. Bazı kişilerde göğüs ağrısı yerine nefes darlığı olabilir. Kalp yetersizliğinin en önemli belirtileri nefes darlığı, halsizlik, yorgunluk ve bacaklarda şişmedir. Kalp kapak hastalıkları ise halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, göğüs ağrısı, bayılma veya ayak bileklerinde şişme gibi belirtiler gösterebilir. Ritim iletim bozuklukları çarpıntı veya bayılmaya yol açabilirler.”

KOLESTEROLÜ VE YÜKSEK TANSİYONU OLANLAR RİSK GRUBUNDA

45 yaşın üzerindeki erkekler, 55 yaşın üzerindeki kadınlar, sigara kullananlar, aşırı alkol tüketenler, yüksek kolesterol ve tansiyona sahip olanlar, şeker hastalığı olanlar, kilolu kişiler, sağlıksız beslenenler ve yeterli fiziksel aktiviteye sahip olmayanlar kalp hastalıkları açısından risk grubunda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şahin, genetik yatkınlığı olan kişilerin de bu grupta yer aldığını belirtti.

Prof. Dr. Şahin, kalp sağlığını korumak için beslenme önerilerinde bulundu:

“Hayvansal besinlerden çok bitkisel kaynaklı besinler tercih edilmeli. Zeytinyağı gibi bitkisel yağlar tercih edilmeli. Doymuş yağ asitleri (tereyağı) ve trans yağ asitlerinden (margarin, kızartmalarda ve bazı unlu mamullerde kullanılan yağlar) uzak durulmalı. Kırmızı et tüketimi azaltılmalı. Haftalık maksimum 350-500 gram ile sınırlandırılmalı. İşlenmiş etler minimize edilmeli. Haftada 1-2 kez balık tüketilmeli. Yağlı balıklar (somon ve ton balığı) tercih edilmeli. Günlük tuz miktarı 5 gramı aşmamalı. Her gün 30-45 gram lif tüketilmeli. Günlük 200 gramdan fazla sebze (domates, ıspanak ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzeler) ve 200 gramı geçmeyecek kadar meyve (yüksek lif içeriği olan portakal, yaban mersini, kiraz antioksidan özellikleri ile damar koruyucu etki gösterirler) ara öğünlerde tüketilmeli. Günde 30 gram çiğ ve tuzsuz fındık, badem ve ceviz tüketilmeli. Alkol tüketimi azaltılmalı. Meyve suları ve şekerle tatlandırılmış içeceklerden uzak durulmalı. Haftada 150-300 dakikalık orta düzeyli aerobik fiziksel aktivitede bulunulmalı. Uygun diyet ve egzersizle ideal kiloya ulaşmalı ve korunmalıdır.”

GİZLİ KALP BELİRTİRİLERİNE DİKKAT

Sessiz kalp olarak da bilinen gizli kalbin de önemli bir kalp rahatsızlığı olduğunu belirten Prof. Dr. Şahin, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı:

“Kalp damar tıkanıklığında çoğunlukla belirli semptomlar oluşur. Ancak bazen koroner damar darlık/tıkanıklığı olmasına rağmen, semptom olmayabilir veya alarm oluşturacak şiddette olmayabilir. Buna ‘sessiz iskemi’ veya halk arasında ‘gizli kalp’ denir. Sessiz iskemi, kalp damar tıkanıklıklarının yaklaşık yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Bu hastalarda oluşan kalp krizlerinin neredeyse yüzde 45’i sessiz olmaktadır. Aslında bu kişilerde yorgunluk, nefes darlığı, mide yanması ve hazımsızlık gibi belirsiz belirtiler ortaya çıkmaktadır. Ancak hastalar çok baskın ve tipik olmayan bu belirtileri görmezden gelir, diğer sağlık sorunlarıyla karıştırabilir veya kendi kendilerine tedavi etmeye çalışırlar. Hastalar daha sonra nefes darlığı ve yorgunluk gibi uzamış belirtiler nedeniyle sağlık kontrolüne gittiklerinde hasar çoktan oluşmuş olur. Bazıları ise hekime başvuramadan ani kalp krizleri ile hayatını kaybetmektedir. Bu yüzden kol, boyun veya çenede bıçak gibi saplanan bir ağrı, nefes darlığı, terleme, yorgunluk, hazımsızlık veya baş dönmesinin sessiz veya gizli kalp hastalığına işaret edebileceği akılda bulundurularak acilen hekime başvurulmalıdır.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir